Azıcık mantığınızı kullanmanız yeterli. Sizce Tanrı'nın(eğer varsa), sizin O'na ibadet ettiğinizi anlaması için kendi yarattığı bir canlıyı yine kendisine 'kurban' ettirmesine ihtiyacı var mı? Öncelikle bir Tanrı'ya ilk nezaman kurban verilmiştir bunu araştırmamız gerekir.
Insan kurban etme anlayışı ne yazıkki karşımıza şimdi yazacaklarım ile çıkmaktadır....Keltler arasında korkunç boyutta görülüyor..Kuzey Avrupa halklarının, bereket tanrısı ‘’Freyr’’ (kutsal hayvanı erkek domuzdur) için yaptıkları törenler arasında , İnsan kurban etmekte vardır..Hint Avrupa halklarından Sogdlar da insan kurban etmek için kabileler arasında yarışırlardı..Eski Yunan mitolojisinde ,’’toprak ana’’ Gaia’nin kendi çocuklarını öldürüp yemesi, Zeus’un oğlu Dionyus’un Titanlar tarafından öldürülüp yenmesi, Zeus’unda onun yüreğini yiyerek , yeni bir Dionyus yaratması ,insan kurban etme geleneğinin izleri sayılabilir...Ayrıca, Truva savaşları sırasında İphigenia ile Orestes’in tanrılara kurban sunulduğu görülüyor...İran’da maniciliğin (maniheizim yada manikeizim) evren günüşünde ‘’yaşam anası’’ adı verilen ilk insan , karanlık devler tarafından öldürülüp yutulması içinde aynı şey söylenebilir..Eski Hindu dininde pek çok çocuk doğurup, sonra onları öldürerek yiyen ‘’Tanrıça Kali’’de bunun gibi bir örnek teşkil edilir. İskitlerde insan kurban etme geleneğininin X.yy’a kadar İslavlar arasında yaygınlaşarak sürdüğü İbni Fadlan’ın kadınların kurban edilmeleriyle ilgili açıklamaları anlaşılmaktadır.....
İnsan kurban etme, Sami (Musevılerın ataları sayılır) toplulukları arasında büyük önem taşır..Kenan(İsrail) ülkesinde , bereketle ilgili olarak , doğanın çevrimini yöneten ‘’İlahlara insan kurban edilmişdir.. (İlah Kenan-Israil ilkesinde din adamları ,üstün bilge insanlar) Cahiliye devrinde (döneminde) Araplarıda , tanrının öfkesini yatıştırmak için en değerli evlat olarak erkek çocuğu kurban olarak sunmuşlardır...İnsan kurban etme geleneğinin izleri Sami kökenli ‘’göksel ‘’ (Semavi) dinlerdede sürmüşdür....
Eski Hun’larda insan kurban etme geleneğinin varlığını düşündürecek olgulara rastlanmaktadır..Mesela eski Asya Hun’larında ‘’ölüyü izleme’’ (yakınlarının ölüyle birlikde gömülmesi)den söz eden Çince belgeler bulunmuşdur..Bunların en sivrisi , Asya Hunlarına sığınan bir Çinli Komutanın kurban edildiğine ilişkin Çince bir belgedir...Bunlara ayrıca VI. yy’da yaşamış tarihçi Jordones’in Attila’nın ölümü dolayısıyla birçok kişinin öldürülerek mezara gömüldüğünü belirtmesini ve Göktürk hanlarının mezarları başında düşman orduları komutanlarının kurban edildiği savını eklemekde yarar var...
Çin komutanın ‘’kurban’’ edilmesi konusı ise ilginçdir. Çin komutan savaş sırasında, Hun’lara sığınınca ,Hun hükümdarı Çin komutanı toprak tanrısına ‘’kurban’’ olarak sunmuş..Bunun üzerine Hun hükümdarı Gök-Tanrıının azabından korttuğu için birde ‘’mabet’’ yeri yapmışdır. (Mabet ,ibadet evı)
Görüyoruz ki hangi inanış yada hangi ırk olursa olsun Tanrı'ya bir 'kurban etmek' durumu söz konusu. Fakat yazının başında da söylediğim gibi, sizce herhangi bir Tanrı'nın sizin ona inandığınızı ispatlamanız için yada istediğiniz bir şeyin yerine getirilmesi için (bknz.Dua) kendi yarattığı bir canlıyı, kendisine kurban etmenize ihtiyacı var mı? Bütün inanışlarda kurban etme ritüeli farklı yansıtılıyor çünkü her inanışın Tanrısı farklı. Fakat ister hayvan olsun ister insan olsun Tanrılara kurban edilerek hiçbir sorunun çözüldüğü, hiçbir ihtiyacın giderildiği görülmemiştir. (bknz.Apocalypto)
Unutmayın! Tek İhtiyacınız Olan Şey Vicdanınız.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder